PARASAL KONULARDA YAPTIĞIMIZ HATALAR - GİRİŞ BÖLÜMÜ
GİRİŞ
2019 yılından beri
yönetim kurulu başkanlığını yürütmekte olduğum Finansal Okuryazarlık ve Erişim
Derneği (FODER)'in toplumun çeşitli kesimlerine verdiği finansal okuryazarlık
eğitimlerinde ben de zaman zaman eğitmen olarak görev alıyorum.
Eğitimlerde
yaptığım sunumların hepsinde açılış cümlesi olarak derneğimizin "Parasını Yöneten Hayatını
Yönetir" sloganını kullanırım.
FODER'in kurucu
başkanı Özlem Denizmen'in bulmuş olduğu bu sloganın çok anlamlı olduğunu ve bu
cümleyi aklımızdan hiç çıkarmamamız gerektiğini düşünüyorum. Ancak, eğitimlerde veya herhangi bir yerde bu
sloganı söylediğimde karşımdakilerin kaşlarının çatıldığını görüyor ve hatta
içlerinden "işte yine her şeyi para olarak gören bir bankacı daha"
diye düşündüklerini hissediyorum.
Hayatta her şey
tabii ki para değildir. Ailemiz,
arkadaşlarımız, kariyerimiz, iş arkadaşlarımız, üyesi olduğumuz dernekler,
toplum adına yaptığımız çalışmalar, vb. bizleri mutlu ederler ve yaşantımıza
anlam katarlar.
Ancak maalesef
yaşantımızda 'para' denen bir unsur da var.
Tüm yaşantımız boyunca bu nesne ile haşır neşir olmak, onunla yaşamak
zorundayız. Bugüne ve geleceğe yönelik
tüm planlarımızı, hayallerimizi gerçekleştirmek için paraya ihtiyacımız var. Dolayısı ile para ile ilgili konuları iyi
öğrenmek, parayı tanımak, onun kölesi değil, efendisi olmayı öğrenmek
zorundayız. Aksi takdirde ömrümüz
boyunca parasal konularda sıkıntı çekeceğimiz kesindir.
Michigan
Üniversitesinde yapılmış olan para ilgili bir anketin sonuç raporundaki şu üç
bulgu çok çarpıcıdır:
1. İnsanları en çok
endişelendiren şey nedir? - Para
2. İnsanları en
mutlu eden şey nedir? - Para
3. İnsanları en
mutsuz eden şey nedir? - Para
İlginç, değil mi?
Gerçekte para
ve mutluluk birbirinden bağımsız
kavramlardır. Yani zengin ve mutlu, fakir ve mutsuz, zengin ve mutsuz, fakir ve
mutlu olmak mümkündür. Sizlerin de
çevrenizde bu özelliklerde bireyler/aileler mutlaka vardır.
Tabii ki sadece
çok para sahibi olmanın mutluluk getireceğini düşünmek saflık olur, para
kesinlikle tek başına mutluluk getirmez.
Ancak, bir gerçek vardır ki, o da parasız olmanın, ihtiyaçlarımızı
yerine getirememenin bizleri mutsuz etme ihtimalinin yüksek olduğudur.
"Para
mutluluk getirmez" dedik ama bugüne dek hiç bir varlıklı kişinin de
"lütfen benim paralarımı alın, zengin olmak beni çok mutsuz yapıyor"
dediğini de duymadım.
Dolayısı ile para
ile olan ilişkimizi düzenlememiz, onun hakkında bilgi sahibi olmamız çok
önemlidir. Para maalesef dünyada eşit
olarak dağılmıyor ve servet dağılımı günden güne bozuluyor. Parayı anlayanlar, değerini bilenler, onunla
olan ilişkilerini iyi yönetenler bu bozulmadan nispeten daha az etkileniyorlar.
Bu kitabı yazmaya
karar vermemin nedeni çevremdeki insanların sürekli olarak parasal konularda
hatalar yaptıklarını gözlemlemem oldu.
İşim gereği, 1988 yılından beri çeşitli banka ve aracı kurumlarda bir
çok yatırımcı ile çalıştım, onlara çalışma arkadaşlarımla birlikte yatırım
danışmanlığı, portföy yönetimi hizmetleri verdik. Bunların çoğu iyi eğitimli, bilgili ve
tecrübeli iş insanları, profesyonel çalışanlar hatta akademisyenler olmalarına
rağmen parasal konularda çok basit ama zaman zaman çok olumsuz sonuçlar doğuran
hatalar yaptıklarını gözlemledim.
Toplumumuzun her
kesimi maalesef parasal konularda sürekli hatalar yapıyor. Bu hataların bazıları finansal konularda olan
bilgisizlikten, piyasaları ve yatırım araçlarını tanımamaktan, bir kısmı
Türkiye'de finansal sisteme ve siyasete olan güvensizlikten, bazıları da
duygularımızı ve içgüdülerimizi yeterince kontrol edemememizden
kaynaklanıyor.
Günden güne
zorlaşmakta olan geçim şartları, artan konut fiyatları, eğitim masrafları, vb.
bütçemizi denkleştirmemizi ve birikim yapmamızı güçleştiriyor. Diğer yandan, yıllardır yükselmekte olan
yaşam beklentisi istatistikleri bizleri iş yaşamımızın sonunda ortalamada 20-30
yıl sürecek bir emeklilik hayatının beklediğini gösteriyorlar.
Değerli
meslektaşlarım Dr. İlknur Üner, Alparslan Budak, Hakan Osmanoğlu ve Murat Ergin
ile yazdığımız 'Geleceğe Yatırım - Aileler İçin Tasarruf ve Yatırım
Tavsiyeleri' adlı kitabımızda okuyuculara birikim ve yatırım yapmanın
öğrenilmesi çok da zor olmayan konular olduğunu ve bu konularda başarılı
olabilmek için disiplinli ve sabırlı olmaları gerektiğini anlatmıştık.
Kitabımızı okuyuculara aşağıdaki tavsiyeleri vererek sonlandırmıştık:
"Finansal
açıdan özgür bir yaşam sürebilmek için aşağıdaki tavsiyelerimizi bir yaşam
tarzı olarak benimsemeniz ve ailenizin tüm fertlerinin büyük bir disiplinle
bunları uygulamaları faydalı olacaktır:
Tutumlu
olun: Kitabımızın başında anlattığımız gibi her şey
tasarruf etmekle başlar. Tutumlu olun, gereksiz harcamalardan kaçının ve
paranızın kıymetini bilin. Bütçe yapın ve harcamalarınızı kontrol altında
tutun. Özellikle sürekli tükettiğimiz elektrik, su, gıda gibi malzemeleri kullanırken israf etmemeye özen gösterin.
Biriktirin: Ama az, ama çok, her ay mutlaka belirli bir miktarı gelecekte
oluşacak ihtiyaçlarınız için bir kenara ayırın. Miktarı ne olursa olsun her ay
birikimlerin belli bir kısmını bir kenara ayırmak aile içinde tasarruf
disiplininin yerleşmesi açısından çok önemlidir.
Yatırım
yapın: Tasarruflarınızı atıl, yani hareketsiz
tutmayın, onları zaman içinde büyüyecek ve size faiz, kâr payı, değer artışı
olarak gelir sağlayacak para ve sermaye piyasası araçlarına veya katılım bankacılığı ürünlerine yönlendirin.
Yatırım yapmak dışarıdan görüldüğü kadar zor bir şey değildir. Oldukça basit
ancak tutarlı stratejiler ile çok olumlu sonuçlar almak herkes için mümkündür.
Zamana
yayılarak yapılmış yatırımların bileşik getiri etkisi mucizevi sonuçlar verebilir.
Örneğin, bugünden başlayarak yapacağınız aylık 50-100 TL'lik yatırımların,
20-25 yıl sonra hiç ummadığınız bir büyüklüğe ulaşması yüksek bir ihtimaldir.
Büyük
birikimlere ulaşmak ancak bileşik getiri etkisi ile olur. Yatırımınızı ikiye
katlamak için gereken getiri oranı ve yıl sayısını, aşağıda verilen 72 kuralına
göre hesaplayabilirsiniz.
Getiri
Oranı x Yıl Sayısı = 72
Örneğin
yatırımlarınız yılda ortalama % 9 getiri sağlıyorsa, toplam birikiminiz her 8
yılda bir ikiye katlanacaktır. Bu, bileşik getirinin gücüdür.
Ne kadar
inanılmaz değil mi? Daha önce de belirttiğimiz gibi, söylentiye göre dünyanın
en dahi insanlarından biri olan Einstein’a dünyanın en büyük icadının ne olduğu
sorulduğunda, “bileşik getiri” cevabını vermiştir.
Gerçekten
de, bileşik getirinin önemini ne derece vurgularsak vurgulayalım, hakkını
veremeyiz. Bir-iki sayısal örnek
sanıyoruz konuyu daha net anlatmamıza yardımcı olacaktır:
25 yaşında
BES sistemine girip her ay 100 TL birikim yapan bir gencin bu birikim oranını
sabit tutup yıllar boyunca %3 reel (yani enflasyondan, vergiden ve tüm
giderlerden arındırılmış) bir ortalama getiri elde ettiğini varsayalım. Her ne kadar geleceğe yönelik getiri
oranlarını tahmin etmek mümkün değilse de, %3 oldukça gerçekçi ve ulaşılabilir
bir getiri oranıdır. Bu durumda, ayda sadece 100 TL ile birikimler ileriki
yıllarda aşağıdaki seviyelere ulaşacaktır:
Yaş
|
Geçen Yıl Sayısı
|
Toplam Birikim
|
65
|
40
|
TL 90,842
|
70
|
45
|
TL 111,264
|
Burada dikkat edilmesi gereken konu, yukarıdaki miktarların birikimin
"reel" yani bugünkü alım gücünü yansıtan değerler olmasıdırlar. Ayda
sadece TL 100 ile ulaşılan miktar kanımızca dikkat çekicidir. Aylık olarak bir kenara ayırabileceğinizi
düşündüğünüz tutara göre kendi hesabınızı yaparsanız hedefleyebileceğiniz
birikim seviyesini bulabilirsiniz. (Örneğin aylık TL 500.- yatırım ve %3 reel
getiri ile 70 yaşınızda TL 556,320.- bir birikiminiz olacaktır.)
Ortalama reel getirinin %4 olması durumunda ise (ki bu da gerçekçi
olmayan bir senaryo değildir), aylık TL 100 tutarında bir yatırımın ulaşacağı
birikim rakamları aşağıdaki gibi
olacaktır:
Yaş
|
Geçen Yıl Sayısı
|
Toplam Birikim
|
65
|
40
|
TL 114,030
|
70
|
45
|
TL 145,235
|
Bu örneği de aylık TL 500 tutarında bir yatırım ile hesaplarsak, 70
yaşında ulaşılacak değer olarak TL 726,175.- buluruz.
Bazılarınızın "Amaaan, 70 yaşına gelince ben o parayı ne
yapayım?" dediğini duyar gibiyim.
"Emekliliğe hazır mıyız?" bölümünde anlattığımız gibi, 65
yaşında emekli olduktan sonra sizleri ortalamada 20-25 yıllık bir yaşam
bekliyor. Şimdiden kenara koyacağınız aylık makul birikimler sizlere
hayatınızın altın yıllarında finansal sıkıntı çekmemek konusunda büyük bir
güvence olacaklardır.
Yatırımlarınızda
riski yayın: Zaman içinde piyasalardaki dalgalanmalar sizi
mutlaka tedirgin edecektir. Bazı yatırımlarınız iyi giderken, diğerleri zaman
zaman kötü performans göstereceklerdir. Bu nedenle yatırımları belirli
enstrümanlara yoğunlaştırmayın, birikimlerinizi mevduat, döviz, yatırım
fonları, hisse senetleri, sabit getirili menkul kıymetler ve altın, gümüş gibi
emtiaların getirisine endeksli fonlar arasında paylaştırın. "Varlık
Dağılımı Nasıl Yapılır" bölümünde bu konuya daha detaylı değineceğiz.
Dalgalanmalara
hazırlıklı olun: Varlık değerleri (hisse senedi, altın, döviz
vb. fiyatları) birçok makroekonomik gelişme, sektörel eğilim ve şirketlere özgü
faktörlerden etkilenir ve de sürekli dalgalanırlar. Örneğin, Borsa İstanbul
hisse senetleri endeksi 30 yıllık tarihi boyunca (kitabın yazıldığı tarihte 30 yıl idi, şimdi 34 yıl oldu) çok sert düşüşlere maruz
kalmış, zaman zaman da çok hızlı yükselişler sergilemiştir. Altın fiyatları çok
uzun yıllar yatay seyredip yatırımcılarına büyük zararlar ettirmiş, sonra da ardı ardına rekor kıran yükselişler
yapmıştır. Televizyon ekranlarında her
sabah gördüğünüz gibi döviz kurları da sürekli iner çıkar ve yatırımların
değerini olumlu veya olumsuz yönde etkilerler.
Kısa vadeli
tahminlere, söylentilere asla kulak asmayın:
Uzman olsun veya olmasın kimsenin kısa vadeli piyasa tahminlerine göre asla
yatırım yapmayın. Kimse, evet hiç kimse, sürekli olarak piyasalarda ne
tür gelişmeler olacağını doğru olarak tahmin edemez. Zaman zaman tutan kısa
vadeli tahminlerin çoğu tesadüftür.
Yatırımlarınızı
basit bir plan çerçevesinde yapın:
Piyasalarda ne olursa olsun, belirlediğiniz miktarı her ayın belirli bir günü
yatırıma dönüştürün. Bu plandan asla şaşmayın; tüyo, dedikodu gibi söylentilere
kanıp yatırım stratejinizi değiştirmeyin.
Hisse
senedi seçmeye kalkmayın: Piyasaya göre daha iyi
getiri sağlayacak hisse senetlerini seçmek, şirketlerle doğrudan görüşebilen,
sektörler ve şirketler hakkındaki sayısız araştırma raporlarına ulaşabilen
profesyonel fon yöneticilerinin işidir (ki onların da sürekli olarak doğru
seçimler yaptıkları söylenemez). Hisse senedi seçmeyin, hisse senedi
yatırımlarınızı profesyonel portföy yöneticilerinin yönettiği fonlara, düşük maliyetli endeks yatırım fonlarına
veya hisse senedi ağırlıklı yatırım fonlarına yapın. Uzun vadede
piyasadan sürekli daha iyi getiri sağlayan yatırımcı neredeyse yok gibidir.
Endeks getirisini yakalamanız başarılı bir yatırım için yeterli olacaktır.
Asla aşırı
derecede risk almayın: Kredi kullanarak hisse
senedi almak, kaldıraçlı döviz işlemi
yapmak türünden karmaşık ve aşırı riskli işlemlere itibar etmeyin. Amacınız
başkasının parası ile kısa vadede kazanç sağlamak değil, kendi birikiminizi
uzun vadeli değerlendirmek olmalıdır. Kredi kullanarak yatırım yaparsanız büyük
bir ihtimalle birikimlerinizi kaybedersiniz.
Bir yatırım
aracının nasıl işlediğini anlamıyorsanız, yatırım yapmayın: Gelecekteki yaşamınızda
size zaman zaman değişik yatırım önerileri gelecektir. Kazanç beklentisi ne
kadar yüksek olursa olsun, asla anlamadığınız ve size karmaşık gelen bir ürüne
yatırım yapmayın.
Yatırımlarınızı
sürekli takip edin:
Yatırımlarınızı düzenli olarak gözden geçirin. Herhangi bir yatırımda
hata yaptığınızı düşünüyorsanız konunun uzmanlarına danışıp görüş alın. Profesyonel bir portföy yöneticisinin
yönettiği bir fona yatırım yaptıysanız onun performansını takip edin.
Yatırımlarınızın bazıları zararla sonuçlanacaktır, bu kaçınılmaz bir durumdur.
Önemli olan kazandıran yatırımların uzun vadede zarar edenlerden daha çok
olmasıdır. Zarar eden hatalı yatırımları erken belirleyip
sonlandırmakta fayda vardır. Ama her zarar eden yatırım yanlış yatırım
değildir. Kısa vadede negatife dönmüş olan bir yatırım uzun vadede
kazandırabilir. Bu nedenle yatırımları sonlandırırken de dikkatli olmak gerekir."
Yukarıdaki
tavsiyelerde görüldüğü gibi parasal konular aslında çok karmaşık değildir. Amaçları gelecekleri için makul birikimler yapmak isteyen kişiler için yapılması
gerekenleri FODER olarak şöyle özetliyoruz:
BÜTÇE YAP
TUTUMLU OL
BİRİKİM YAP
YATIRIM YAP
SABIRLI OL
Uzun yıllardır
finansal okuryazarlık alanında gönüllü olarak faaliyet gösteren birisi olarak
binlerce kişiye finansal okuryazarlık eğitimleri verdim. FODER üyeleri ve
gönüllüleri de yıllardır toplumun çeşitli kesimlerine (öğrencilere,
kadınlara, çiftçilere, askerlere, emekliliklere, vb.) eğitimler
verdiler. Bu çalışmaların bireyler
üzerinde parasal konularda farkındalık yaratmak açısından çok faydalı olduğunu
düşünmemize rağmen üzülerek kitleler üzerinde kalıcı davranış değişiklikleri
yaratamadıklarını gözlemledik.
Bu nedenle, konuya
değişik bir açıdan yaklaşmayı düşündüm.
Bu kitapta parasal konularda yaptığımız hataları listeleyecek, gerçek
hayattan örnekler verecek ve bunları bazen doğru olmadıklarını bile bile neden
yapmaya devam ettiğimizi izah etmeye çalışacağım. Parasal konularda hiç hata
yapmamış olduğunu söyleyebilecek bir tek kişi bile olduğunu düşünmüyorum. Finans uzmanı olan kişiler bile zaman zaman
büyük hatalar yapmaktadırlar.
Yukarıda
bahsettiğim gibi parasal konularda yaptığımız hataların bir kısmı bilgisizlik
ve güvensizlikten, bir kısmı da Davranışsal Ekonomi bilim dalı tarafından
incelenen psikolojik faktörler tarafından ortaya çıkmaktadır.
Bireyler geçmişten
gelen alışkanlıklar, korkular, güvensizlikler nedeniyle, bazen de kendilerine
olan aşırı güvenlerinden, "mahalle baskısı" altında kalmalarından,
üşengeçliklerinden, sürü psikolojisine kapılmalarından, yeterince düşünmeden
hareket ettiklerinden ve bunlar gibi birçok etkenden dolayı parasal konularda
kendilerinin ve ailelerinin geleceklerini genelde olumsuz yönde etkileyecek
kararlar almaktadırlar.
Bireylere yönelik
çeşitli dürtü ve motivasyonlarla onlarda parasal konularda farkındalık
yaratmak, hatta onların harcama, birikim, vb. konularındaki alışkanlıklarını
olumlu yönde değiştirmek mümkündür.
Finansal okuryazarlık eğitimlerinin bu farkındalıklar oluştuktan sonra
verilmesinin eğitimlerin etkinliğini arttıracağına inanıyoruz.
Bu nedenle FODER
yönetim kurulu önümüzdeki dönemde
finansal okuryazarlık çalışmalarımızı davranışsal ekonomi yöntemleri ile birleştirerek uygulama
kararı aldı. 2019’un Ekim ayı içinde FODER, Duke Üniversitesi öğretim üyesi,
tanınmış akademisyen ve yazar Dan Ariely'nin kurmuş olduğu Common Cents Lab
(CCL) ile bir işbirliği içine girdi. Bu
işbirliğinin hedefi Türkiye'de özellikle düşük ve orta gelir düzeyindeki
bireylerin finansal kararlarını davranışsal finans metotları ile olumlu yönde
düzeltme ve onların finansal refah düzeylerini yükseltme amaçlı çalışmalar
yapmaktır. Türkiye, Meksika ve Çin’de üç yıl boyunca devam edecek olan projenin
Türkiye ayağını FODER, Boğaziçi University
Business Angels, ve Boğaziçi Üniversitesi Finans Uygulama ve Araştırma Merkezi gerçekleştirecek.
Durham'daki CCL
merkezinde Boğaziçi Üniversite'sinden katılımcılarla birlikte almış olduğumuz
eğitimi takiben Türkiye'de üyelerimiz olan kuruluşlarla birlikte onların
müşterilerine yönelik çalışmalar yapmaya başladık. Proje kapsamında “kısa ve uzun vadeli tasarrufların artması, borç ve alacakların doğru
yönetilmesi, giderlerin azaltılması, kazançların artması yönünde yapılacak
çalışmalarla düşük ve orta gelirli bireylerin davranışa yönelik anlamlı ve
ölçülebilir sonuçlar elde edilmesi ve iyileştirmeler yapılması”nı
hedefleyen çalışmalar yapacağız.
FODER gönüllüleri
ve üyeleri olarak gelecekte yapacağımız davranışsal finans çalışmalarının
sonuçlarını ve o çalışmalardan öğrendiklerimizi ayrı bir kitap olarak
yayınlamayı planlıyoruz.
Bu kitabı yazarken
değerli meslektaşlarımdan geçmişte yaptıkları hataları ve bunlardan
çıkardıkları dersleri benimle paylaşmalarını rica ettim. Bu kitapta bazılarını kendi isimleri ile,
bazılarını da özel durumları nedeniyle anonim olarak okuyucularla paylaşacak ve
onların tecrübelerinden de yararlanacağız.
Yorumlar
Yorum Gönder